İNŞALLAH...
-- Amca afedersiniz...Pamukkale turizm'in yazıhanesini arıyorum?..
-- İnşallah bulursun kızım...
...........
ADRES...
-- Amca,Minibüs durakları nerde biliyo musun?
-- Biliyorum...
.............
GELME....
-- Fikri,yemekler dolapta,acıkınca ısıtır yersin,ben pazara çıkıyorum,bişey diyo musun?
-- Geri gelme..
................
SU DÖK..
-- Midemde bi yanma var Fikri...
-- Su dök..
...............
NE LÜZUM VAR?
-- Fikri hiç kışın denize girdin mi?
-- Ne lüzum var.
...............
ANLARSIN...
-- Fikri sen niye böyle huysuz,negatif bi adamsın?
-- Benim yaşıma gelince anlarsın...
-- Ben senden beş yaş büyüğüm Fikri..
-- Demek ki hiç anlayamayacaksın...
..............
BEŞİKTAŞ NEDİR?
-- Fikri amca,bu akşam Beşiktaş ne olur?
-- Beşiktaş nedir?.
..............
BİZDE OLMAZ..
-- Fikri amca,hiç aşık oldun mu?.
-- Bizde olmaz öyle şeyler.
...............
YAŞLILIK..
-- Fikri yahu..Ne olacak bizim bu yaşlılık halimiz?..Son zamanlarda sık sık,gözümde olduğunu unutup,gözlüklerimi arıyorum,bulamayınca sinir oluyorum..
-- Bi gözlük daha al,onu takıp da ara...
...............
SENELER GEÇMESEYDİ...
-- Fikri,ne düşünüyorum biliyo musun..
-- Bilmiyorum.
-- Seneler geçmeseydi biz bu kadar yaşlanmazdık.
-- Doğru söylüyosun.Biraz önce ben de aynı şeyi düşünüyordum.
-- Vallaha mı?
-- Nusret sen git artık.Senin sohbetinden hoşlanmıyorum.Bi daha da yanıma gelme.
-- Tamam Fikri?...Sen bilirsin...
-- Gidecek misin??
-- Tamam..Gidiyoruz...Allah Allaaah...Cins midir nedir?..
-- Kendi kendine de konuşma!
-- Tövbe tövbeee...Konuşanda kabahat...
-- Yanlış yöne gidiyosun,evin bu tarafta!...
Sersemledi...
...............
MEMLEKET NERESİ?..
-- Fikri senin memkeket neresi?
-- Türkiye.
-- Yok,onu demiyorum,nerde doğdun?
-- Evde doğdum.
-- Yok yahu..Nüfusa kayıtlı olduğun yeri soruyorum?
-- Nüfus müdürlüğü.
-- Onu demiyorum Fikri,babanın memkeketi neresi?
-- Babam öldü,artık bi memleketi yok.
-- Hayır yani,sülalen nerde yaşıyo?.
-- Karada.
-- Kökenini sordum Fikri?
-- Hazreti Adem.
-- O değil yahu,dedelerini sordum,dedelerin nerden geldi?
-- Topraktan.
-- Allah Allaaah...Bitürlü anlatamıyorum derdimi...
-- Dert olsa anlardım.
-- Neyse...Ben gideyim en iyisi..
-- En iyisi...
.............
SENİ GÖRDÜM...
-- Ramiz,nasılsın?
-- Oooo Fikri abi?...Seni gördüm daha iyi oldum..
-- Niye?..Niye beni görünce daha iyi oluyorsun,çok mu kötü görünüyorum??
-- Yok be Fikri aabi...Sen de herşeyi ters anlıyorsun..
-- Sen de anlamsız anlamsız konuşma.
-- Fikri abi ayıpoluyo ama...Yaşına saygımız var?...
-- Yaşıma saygı duyma,bana saygı duy,sayılara saygı duyulmaz.
-- Tamam Fikri abi,bişey demiyorum.
-- Diyecek bişey bulamamışsındır da,ondan.
-- Ya,git Allahaşkına!.
-- Ben yeni geldim,sen git.
-- Gidiyorum!
-- Güle güle.
Ramiz?
-- Ne var yahu??
-- Nasılsın diye sormuştum,hala doğru dürüst bi cevap alamadım.
-- İyiyim yahu,iyiyim!.
-- Hah,şöyle...."ÇAY ISMARLA DA İÇELİM"
-- Fikri hadi bi çay ısmarla da içelim!
-- Zıkkım iç.
-- Aşkolsun Fikri!...
Laf mı şimdi bu?..
Senin çayına kalmadık,çok şükür o kadar paramız var..
-- O zaman niye ısmarlıyorum?
-- Ne acayip bi adamsın sen yahu...Bugün iki çay içeriz,sen verirsin..yarın iki çay içeriz,ben veririm..
-- Sonunda herkes kendi içtiklerinin parasını verecekse,bu varyasyon niye?..."ÇALIŞIYO MUSUN BİYERDE?."
-- Fikri nasılsın,n'apıyosun,çalışıyo musun biyerde?.
-- SANA NE!..
-- Yok,seni bütün gün buralarda görüyorum da..çalışmıyosun galiba..
-- SANA NE?!.
-- Allah Allaaah..sadece sorduk yahu!.Senin çalışıp çalışmamandan bana ne..
-- Ben de onu diyorum,SANA NE!İLGİ...
-- Fikri,bu benim oğlum..
-- Merhaba!..
-- Merhaba desene oğlum Fikri amcana!
-- Merhaba...
-- Adın ne senin?
-- Ekrem..
-- Okula gidiyo musun?
-- Gidiyorum..
-- Kaça gidiyosun?
-- Dokuzuncu sınıfa gidiyorum..
-- Büyüyünce ne olacaksın?
-- Yazılım mühendisi..
-- Hangi takımı tutuyosun?
-- Beşiktaş..
-- Aferim...Tamam.Gidebilirsin..
-- ..............
-- ................
-- ................
-- Baba,ne tuhaf bi amca senin bu arkadaşın..
-- Fikri acayip adamsın valla..Neydi şimdi bu?
-- Ne demek neydi şimdi bu?...Çocuğunu getirdin,bana gösterdin,ben de ilgilendim, sorulması gereken bütün soruları sordum..
Sonunda da aferim dedim...
Daha ne yapayım?.Kucağıma alıp dizimde mi zıplatayım?..
-- Tuhaf adamsın valla...Yürü oğlum..
-- Güle güle...JÜLİDE KİM?
-- Fikri amca merhaba,nasılsınız??..
-- İyiyim..Sen kimsin?
-- Jülide...Asım beyin kızı...Nasılsınız,iyi misiniz,Nermin teyze nasıl?..
-- Ben iyiyim..Nermin teyzen nasıl hiç bilmiyorum..Sabah evden çıkarken iyiydi,aradan altı saat geçti,son durumunu bilmiyorum.İstersen eve gidip bakayım,sonra gelip sana haber vereyim.
-- Yok Fikri amca..Ben öylesine sordum..
-- Öylesine sordun?
-- Evet..
-- Yani iyi olup olmaması umurunda değil?.İyi de olsa olur,kötü de olsa olur?..
-- Yok canım olur mu öyle şey Fikri amca?..Ben Nermin teyzeyi severim,iyi olmasını isterim..
-- Yani sevmesen,iyi olmasını istemeyeceksin?..Senin sevdiklerin iyi olsun,sevmediklerin ölsün,öyle mi?.
-- Onu demek istemedim..Ne zamandır görmedim de Nermin Teyzeyi...Pazardan geliyordum...
-- Nerden gelirsen gel,banane!.
-- Muhakkak ki de...Sizi görünce...Armut yer misiniz?..Pazardan aldım,sulu sulu..
-- Armut yemek istesem,market karşıda,gider alırdım!..
-- Peki o zaman...Ben gideyim...Babama selamınızı söylememi ister misiniz?.
-- Yoo,niye ki?
-- Babam sizi çok sever de...
-- Niye?
-- Ne niye??
-- Baban beni niye seviyor?..Ben babana beni sev demedim ki.
-- Hayır yani sizin için çok iyi biri der..
-- Nerden biliyor?..Ne iyiliğimi görmüş??
Ben babana hiç iyilik yapmadım!..Bilip bilmeden insanlara etiket takmayın!
-- Yani demek istediğim...bu akşam da size oturmaya geleceklerdi..
-- Neden?..Sizin evde oturacak yer yok mu?
-- Yani misafir olarak...
-- Misafire ihtiyacımız olduğunu kim söyledi?
-- İhtiyaçtan değil de...Sohbet etmek..Konuşmak için..
-- Hangi konuda konuşacağız?
-- Konu değil de...Yani,havadan sudan..
-- Havaya suya bişey mi oldu?
-- Bişey olduğundan değil de..
-- O zaman niye konuşuyoruz?.
-- Ama Fikri amca bana niye böyle?...Onlara ben demedim ki Fikri amcalara oturmaya gidin diye?..Ben sadece...Ben de sizi çok severim...
-- Beni sevmek için gelip benden izin aldın mı?
-- İzin mi?
-- Kendi başına iş yapma!
-- Ama ben bişey yapmadım ki...Ben...Ben sadece...Ben sizin...yaşınıza da çok saygı duyuyorum...
-- Yaşımdan sanane!.Beni bu yaşa sen mi getirdin?.
-- Tamam o zaman...
-- Ne zaman?
-- Ne ne zaman??
-- "Tamam o zaman" dedin,Tamam olan o zaman,ne zaman??
-- Ben sadece...anlamsız bir cümle söyledim?...
-- Anlamsızsa,söyleme!.
-- Müsadenizle ben gidiyim..
-- Gelirken müsade mi aldın,giderken istiyorsun?
-- Tamam Fikri amca..Hoşçakalın...
-- Benim nasıl kalmam gerektiğine sen karar veremezsin!.
-- Haklısınız..
-- Güle güle!...
...................
-- Fikri?.
-- Ne var?
-- Sen bugün sokakta Asım beyin kızı Jülide'yle karşılaştın mı??
-- Jülide kim?
-- Dedim ya,Asım bey'in kızı.
-- Asım bey kim?
-- Var ya bizim Türkanların üst katında oturuyorlar.Bize gelir giderlerdi..Tanıyosun sen Asım'ı..
-- Eee noolmuş?
-- Asım beyin kızı Jülide'yi bugün hastaneye yatırmışlar.
-- Niye?
-- Birdenbire rahatsızlanmış kız.Hiç bişeyi yokmuş.Bugün pazara gitmiş,eve dönünce evin önünde yığılıp kalmış..Hastaneye götürmüşler..
-- Nesi varmış?
-- Psikolojikmiş dediler..Psikolojisi bozulmuş kızın.Altı ay psikoloji tedavisi görecekmiş.
-- Eee,bana ne bundan?
-- Kıza bugün neler yaptığını,kimlerle konuştuğunu sormuşlar,kız seninle de karşılaştığını söylemiş..Ne konuştunuz kızla?
-- Ne konuşacam?..Nasılsın dedi,iyiyim dedim.Seni sordu,iyi dedim.
-- Hepsi o mu?
-- Başka ne olacaktı?
-- Kıza bişey söylemedin di mi?
-- Ne söyliyecem??
-- Allah Allah?..Durup dururken ne oldu ki birden?..Hayat dolu bi kızdı.Birden bunalıma girmiş,içine kapanmış,kimseyle konuşmuyormuş...
Eminsin değil mi,kızla konuşmadın?
-- Ne konuşacam?
-- Ne bileyim..Kız selam vermiştir,ters bişey söylemişsindir...
-- Ne söyleyecem?
-- Söylersin sen..O zehir gibi dilinle insanı komaya sokarsın..Hayat dolu birini,beş dakkada,hayatı sorgulatıp,intiharın eşiğine getirirsin..
-- Ne getirecem?
-- Getirirsin getirirsin..Muzafferin kızı senin yüzünden karnındaki çocuğu düşürdü..
-- Muzaffer kim?
-- Hatırlamıyormuş gibi yapma...Nasıl konuştuysan kızla,nasıl terslediysen,kız karnındaki bebeğini düşürdü..
-- Düşeceği varmış.
-- Farkında mısın,bizim evimizin dörtbir yanındaki evlerin tamamı boş..Seninle karşılaşmamak için herkes evini boşalttı,başka yere taşındı...Evleri elli liraya kiraya veriyorlar,kimse gelip oturmuyo..
-- Oturmasın.
-- Senin o sivri dilin yüzünden benim ailem de, Annem,babam,kardeşlerim,hiçbiri beni görmeye gelmiyor.Sırf seninle karşılaşmamak için.
-- Ne varmış bende?..
-- Babam beni vasiyetinden çıkardı.Mirasından en az yüz bin lira bana kalacaktı,senin yüzünden o paradan da olduk..
-- Parayla saadet olmaz.
-- İlle herkesin zıddına gideceksin!..Ne diyorlarsa tersini söyleyeceksin!..Herkes yanlış,bitek sen doğrusun!..
-- Belki de öyledir.
-- Tabi..Kesin öyledir...Yanlış,doğru umurunda değil senin,insanları terslemekten zevk alıyorsun..
-- İşine bak.
-- Ne nalet adamsın!
-- Evlenmeseydin.
-- Evlendiğimizde böyle değildin,sonradan değiştin!
-- Değişmeyen tek şey değişim.
-- Mendebur!
-- Yemek hazırlayacak mısın,yoksa yarın akşam iki yemek birden mi yiycez?
-- Hazırlıyorum,patlama!...FİKRİ AMCA
----------------------
"RUH DOKTORUNDA..."
-- Hoşgeldiniz Fikri bey!..
-- Hoşbulduk!
-- Ben psikolog doktor Adnan Zaim..
-- Olabilir!
-- Buyrun Fikri bey,şöyle oturun,rahatınıza bakın..
-- Ben rahatım..
-- Ayakta kalmayın diye dedim..
-- Niye?
-- Peki siz bilirsiniz...Madem ayakta durmak istiyorsunuz?..
-- Ayakta durmak istediğimi söylemedim.
Zaten ayaktaydım.
-- Peki Fikri bey...Siz nasıl uygun görüyorsanız öyle olsun...
-- Öyle olacak tabi..Benimle ilgili kararları ben veririm..
-- Anlıyorum...Fikri bey,bana sizden Hilmi bey sözetti..
-- Hilmi kim?
-- Hilmi bey,eşinizin dayısı,tanımıyor musunuz?..Hilmi bey benim iyi dostumdur..Hilmi bey bana,sizin öfke sorununuz olduğunu söyledi..
-- Yok öyle bişey.
-- Peki o zaman niye bana geldiniz?...Eşinize bir doktora görünmek istediğinizi söylemişsiniz,eşiniz de dayısı Hilmi beye söylemiş,Hilmi bey de benden sizinle ilgilenmem için ricada bulundu..
-- Ben öyle bişey istemedim.
-- Peki niye geldiniz o zaman?
-- Çenesi kapansın diye.
-- Kimin çenesi kapansın diye?.Eşinizin mi?
-- Eşim değil,karım..Eşli pişti oynamak için evlenmedik,yuva kurmak için evlendik..
-- Tamam Fikri bey,sakin olun...Bişey içer misiniz?
-- İçeceğim zaman söylerim.Konuşmasını biliyorum.
-- Pekala...Tedaviye ihtiyacım yok diyorsunuz yani?
-- Yok.
-- O zaman bunu bir sohbet olarak kabul edelim...Ne iş yapıyorsunuz Fikri bey?
-- Buraya iş başvurusuna gelmedim!
-- Tamam....Eşinizin dayısı Hilmi bey bana sizin çok sinirli biri olduğunuzdan,sözlerinizle etrafınızdaki insanları kırdığınızdan sözetti..
-- Ben sinirli değilim,etrafımdaki insanlar çok sakin!.
-- Anlıyorum..
-- Neyi anlıyorsun?
-- Söylediklerinizi anlıyorum..
-- İngilizce söylemedim ki,Türkçe söyledim..Anlaşılmayacak bişey mi var?
-- Kaç yıldır evlisiniz Fikri bey?
-- Niye sordun,madalya mı takacaksın??
-- Eşinizi seviyor musunuz?
-- Seni ilgilendirmez!
-- Evliliğinizde mutlu musunuz?
-- Sanane!
-- Eşinizle herhangi bir cinsel problem yaşıyor musuz?
-- Terbiyesizlik yapma!
-- Fikri bey daha sakin olup,daha olumlu cevaplar vermeyi denemek ister misiniz?
-- İstemem!
-- Peki?...
-- Tamam mı?.Bitti mi?
-- Henüz beş dakika bile olmadı Fikri bey..En azından seansı tamamlayalım..
-- Tamamla!
-- Bana çocukluğunuzdan sözedebilir misiniz Fikri bey?
-- Niye?
-- Bugünkü olumsuz davranışlarınız,çocukluğunuzda yaşadığınız bir travmanın yansımaları olabilir..Eğer o travmayı bulup tedavi edebilirsek,davranışlarınız olumlu yönde değişebilir.
-- Ben çocukluğumda tramvay yaşamadım.
-- Tramvay değil,travma...Yani çocukluğunuzda yaşadığınız,sizi çok etkileyen bir olay bugünkü davranışlarınızın tetikleyicisi olabilir..
-- Ben çocukluğumda kötü olay yaşamadım.Çocukluğum komple kötüydü..O senin dediğin,çocukluğu iyi geçenlere olur..İyi geçerken,arada kötü bişey olursa,ondan etkilenir..Acı patlıcanı kırağı çalmaz..Zaten kötüyse,kötü olmaz.
-- Anlıyorum...Enteresan...
-- Not al bunu..Eksiğini tamamlarsın..
-- Benim eksiğim yok..Dört sene psikoloji okudum.
-- Niye dört sene?.Anlama zorluğun mu var?
-- Lütfen saygılı olun Fikri bey..Ben 18 senedir doktorluk yapıyorum,sizin gibi yüzlerce hasta tedavi ettim.
-- Ben de senin gibi çok doktor tedavi ettim.
-- Fikri bey???...Ben size yardım etmeye çalışıyorum.
-- Sen önce kendine yardım et..
-- Olmuyor ama böyle!...
-- Bırakın bu çocukluğa dönme zırvalarını...Ya benim değil de babamın çocukluğunda yaşadığı bir travma genetik yolla bana geçtiyse?..Babam öldü gitti,nasıl gideceksin onun çocukluğuna?...Not al bunu..Bunun üzerine master yap.Belki Nobel alırsın..
-- Öyle bişey mümkün değil.
-- Nasıl mümkün değil?..Babamın çocukluğunda yaşadığı bir travma,onun bütün karakterini olumsuz yönde değiştirir,onun o değişen olumsuz karakteri genetik yolla bana geçer..
-- Saçmalıyorsunuz!..
-- İnek gibi sadece başkalarının yazdıklarını okumakla olmaz..Doğruyu düşünerek bulursun...Okumuşsun ama boşa okumuşsun!
-- Sen ne biçim konuşuyosun benimle yaa??..Sen kime İnek diyosun?
-- Takke düştü,kel göründü...
-- Bana bak,terbiyeli ol,benim canımı sıkma!
-- Sen zaten kendi canını yeteri kadar sıkıyorsun,o yüzden mi?
-- Manyak mısın kardeşim sen?..
-- Maske düştü,aslına rücu etti!
-- Sittir git,tedavi etmiyorum!
-- Edemezsin,çünkü sen hastasın!
-- Bak Fikri misin nesin,kafana geçiririm şu sandalyeyi.
-- Çok da yakışır..Sandalyeyi kafama geçirirken fotoğrafını çekeyim mi.Çok yakışır sana..
-- Benim sinirimi bozma,karışmam bak!
-- Bence de..Senin hiçbişeye karışmaman,herşey için daha iyi..
-- Ulan ben senin ananı... avradını!..Yeter lan!...Doktorluğuna daaa...hastalığına daaa...Bıktım lan sizden!...
-- Gelme üstüme!..
-- Gelirsem noolur lan?.Gelirsem naaparsın?
-- Kaçarım!
-- Lan?!..Gel lan buraya!..Ulan seni bi yakalıyım!...
............
-- Fikri muayene nasıl geçti?
-- Ne muyanesi?
-- Doktora gittin ya,psikoloğa?..Nasıl geçti?..Ne dedi doktor?
-- Ağır bişey kaldırma dedi..
-- Fikri dalga geçme...Doktorda ne oldu Fikri?..Hilmi dayım aradı,doktor doktorluğu bırakmış.Ne dedin doktora?..
-- Çorabımın teki nerde?
-- Amca afedersiniz...Pamukkale turizm'in yazıhanesini arıyorum?..
-- İnşallah bulursun kızım...
...........
ADRES...
-- Amca,Minibüs durakları nerde biliyo musun?
-- Biliyorum...
.............
GELME....
-- Fikri,yemekler dolapta,acıkınca ısıtır yersin,ben pazara çıkıyorum,bişey diyo musun?
-- Geri gelme..
................
SU DÖK..
-- Midemde bi yanma var Fikri...
-- Su dök..
...............
NE LÜZUM VAR?
-- Fikri hiç kışın denize girdin mi?
-- Ne lüzum var.
...............
ANLARSIN...
-- Fikri sen niye böyle huysuz,negatif bi adamsın?
-- Benim yaşıma gelince anlarsın...
-- Ben senden beş yaş büyüğüm Fikri..
-- Demek ki hiç anlayamayacaksın...
..............
BEŞİKTAŞ NEDİR?
-- Fikri amca,bu akşam Beşiktaş ne olur?
-- Beşiktaş nedir?.
..............
BİZDE OLMAZ..
-- Fikri amca,hiç aşık oldun mu?.
-- Bizde olmaz öyle şeyler.
...............
YAŞLILIK..
-- Fikri yahu..Ne olacak bizim bu yaşlılık halimiz?..Son zamanlarda sık sık,gözümde olduğunu unutup,gözlüklerimi arıyorum,bulamayınca sinir oluyorum..
-- Bi gözlük daha al,onu takıp da ara...
...............
SENELER GEÇMESEYDİ...
-- Fikri,ne düşünüyorum biliyo musun..
-- Bilmiyorum.
-- Seneler geçmeseydi biz bu kadar yaşlanmazdık.
-- Doğru söylüyosun.Biraz önce ben de aynı şeyi düşünüyordum.
-- Vallaha mı?
-- Nusret sen git artık.Senin sohbetinden hoşlanmıyorum.Bi daha da yanıma gelme.
-- Tamam Fikri?...Sen bilirsin...
-- Gidecek misin??
-- Tamam..Gidiyoruz...Allah Allaaah...Cins midir nedir?..
-- Kendi kendine de konuşma!
-- Tövbe tövbeee...Konuşanda kabahat...
-- Yanlış yöne gidiyosun,evin bu tarafta!...
Sersemledi...
...............
MEMLEKET NERESİ?..
-- Fikri senin memkeket neresi?
-- Türkiye.
-- Yok,onu demiyorum,nerde doğdun?
-- Evde doğdum.
-- Yok yahu..Nüfusa kayıtlı olduğun yeri soruyorum?
-- Nüfus müdürlüğü.
-- Onu demiyorum Fikri,babanın memkeketi neresi?
-- Babam öldü,artık bi memleketi yok.
-- Hayır yani,sülalen nerde yaşıyo?.
-- Karada.
-- Kökenini sordum Fikri?
-- Hazreti Adem.
-- O değil yahu,dedelerini sordum,dedelerin nerden geldi?
-- Topraktan.
-- Allah Allaaah...Bitürlü anlatamıyorum derdimi...
-- Dert olsa anlardım.
-- Neyse...Ben gideyim en iyisi..
-- En iyisi...
.............
SENİ GÖRDÜM...
-- Ramiz,nasılsın?
-- Oooo Fikri abi?...Seni gördüm daha iyi oldum..
-- Niye?..Niye beni görünce daha iyi oluyorsun,çok mu kötü görünüyorum??
-- Yok be Fikri aabi...Sen de herşeyi ters anlıyorsun..
-- Sen de anlamsız anlamsız konuşma.
-- Fikri abi ayıpoluyo ama...Yaşına saygımız var?...
-- Yaşıma saygı duyma,bana saygı duy,sayılara saygı duyulmaz.
-- Tamam Fikri abi,bişey demiyorum.
-- Diyecek bişey bulamamışsındır da,ondan.
-- Ya,git Allahaşkına!.
-- Ben yeni geldim,sen git.
-- Gidiyorum!
-- Güle güle.
Ramiz?
-- Ne var yahu??
-- Nasılsın diye sormuştum,hala doğru dürüst bi cevap alamadım.
-- İyiyim yahu,iyiyim!.
-- Hah,şöyle...."ÇAY ISMARLA DA İÇELİM"
-- Fikri hadi bi çay ısmarla da içelim!
-- Zıkkım iç.
-- Aşkolsun Fikri!...
Laf mı şimdi bu?..
Senin çayına kalmadık,çok şükür o kadar paramız var..
-- O zaman niye ısmarlıyorum?
-- Ne acayip bi adamsın sen yahu...Bugün iki çay içeriz,sen verirsin..yarın iki çay içeriz,ben veririm..
-- Sonunda herkes kendi içtiklerinin parasını verecekse,bu varyasyon niye?..."ÇALIŞIYO MUSUN BİYERDE?."
-- Fikri nasılsın,n'apıyosun,çalışıyo musun biyerde?.
-- SANA NE!..
-- Yok,seni bütün gün buralarda görüyorum da..çalışmıyosun galiba..
-- SANA NE?!.
-- Allah Allaaah..sadece sorduk yahu!.Senin çalışıp çalışmamandan bana ne..
-- Ben de onu diyorum,SANA NE!İLGİ...
-- Fikri,bu benim oğlum..
-- Merhaba!..
-- Merhaba desene oğlum Fikri amcana!
-- Merhaba...
-- Adın ne senin?
-- Ekrem..
-- Okula gidiyo musun?
-- Gidiyorum..
-- Kaça gidiyosun?
-- Dokuzuncu sınıfa gidiyorum..
-- Büyüyünce ne olacaksın?
-- Yazılım mühendisi..
-- Hangi takımı tutuyosun?
-- Beşiktaş..
-- Aferim...Tamam.Gidebilirsin..
-- ..............
-- ................
-- ................
-- Baba,ne tuhaf bi amca senin bu arkadaşın..
-- Fikri acayip adamsın valla..Neydi şimdi bu?
-- Ne demek neydi şimdi bu?...Çocuğunu getirdin,bana gösterdin,ben de ilgilendim, sorulması gereken bütün soruları sordum..
Sonunda da aferim dedim...
Daha ne yapayım?.Kucağıma alıp dizimde mi zıplatayım?..
-- Tuhaf adamsın valla...Yürü oğlum..
-- Güle güle...JÜLİDE KİM?
-- Fikri amca merhaba,nasılsınız??..
-- İyiyim..Sen kimsin?
-- Jülide...Asım beyin kızı...Nasılsınız,iyi misiniz,Nermin teyze nasıl?..
-- Ben iyiyim..Nermin teyzen nasıl hiç bilmiyorum..Sabah evden çıkarken iyiydi,aradan altı saat geçti,son durumunu bilmiyorum.İstersen eve gidip bakayım,sonra gelip sana haber vereyim.
-- Yok Fikri amca..Ben öylesine sordum..
-- Öylesine sordun?
-- Evet..
-- Yani iyi olup olmaması umurunda değil?.İyi de olsa olur,kötü de olsa olur?..
-- Yok canım olur mu öyle şey Fikri amca?..Ben Nermin teyzeyi severim,iyi olmasını isterim..
-- Yani sevmesen,iyi olmasını istemeyeceksin?..Senin sevdiklerin iyi olsun,sevmediklerin ölsün,öyle mi?.
-- Onu demek istemedim..Ne zamandır görmedim de Nermin Teyzeyi...Pazardan geliyordum...
-- Nerden gelirsen gel,banane!.
-- Muhakkak ki de...Sizi görünce...Armut yer misiniz?..Pazardan aldım,sulu sulu..
-- Armut yemek istesem,market karşıda,gider alırdım!..
-- Peki o zaman...Ben gideyim...Babama selamınızı söylememi ister misiniz?.
-- Yoo,niye ki?
-- Babam sizi çok sever de...
-- Niye?
-- Ne niye??
-- Baban beni niye seviyor?..Ben babana beni sev demedim ki.
-- Hayır yani sizin için çok iyi biri der..
-- Nerden biliyor?..Ne iyiliğimi görmüş??
Ben babana hiç iyilik yapmadım!..Bilip bilmeden insanlara etiket takmayın!
-- Yani demek istediğim...bu akşam da size oturmaya geleceklerdi..
-- Neden?..Sizin evde oturacak yer yok mu?
-- Yani misafir olarak...
-- Misafire ihtiyacımız olduğunu kim söyledi?
-- İhtiyaçtan değil de...Sohbet etmek..Konuşmak için..
-- Hangi konuda konuşacağız?
-- Konu değil de...Yani,havadan sudan..
-- Havaya suya bişey mi oldu?
-- Bişey olduğundan değil de..
-- O zaman niye konuşuyoruz?.
-- Ama Fikri amca bana niye böyle?...Onlara ben demedim ki Fikri amcalara oturmaya gidin diye?..Ben sadece...Ben de sizi çok severim...
-- Beni sevmek için gelip benden izin aldın mı?
-- İzin mi?
-- Kendi başına iş yapma!
-- Ama ben bişey yapmadım ki...Ben...Ben sadece...Ben sizin...yaşınıza da çok saygı duyuyorum...
-- Yaşımdan sanane!.Beni bu yaşa sen mi getirdin?.
-- Tamam o zaman...
-- Ne zaman?
-- Ne ne zaman??
-- "Tamam o zaman" dedin,Tamam olan o zaman,ne zaman??
-- Ben sadece...anlamsız bir cümle söyledim?...
-- Anlamsızsa,söyleme!.
-- Müsadenizle ben gidiyim..
-- Gelirken müsade mi aldın,giderken istiyorsun?
-- Tamam Fikri amca..Hoşçakalın...
-- Benim nasıl kalmam gerektiğine sen karar veremezsin!.
-- Haklısınız..
-- Güle güle!...
...................
-- Fikri?.
-- Ne var?
-- Sen bugün sokakta Asım beyin kızı Jülide'yle karşılaştın mı??
-- Jülide kim?
-- Dedim ya,Asım bey'in kızı.
-- Asım bey kim?
-- Var ya bizim Türkanların üst katında oturuyorlar.Bize gelir giderlerdi..Tanıyosun sen Asım'ı..
-- Eee noolmuş?
-- Asım beyin kızı Jülide'yi bugün hastaneye yatırmışlar.
-- Niye?
-- Birdenbire rahatsızlanmış kız.Hiç bişeyi yokmuş.Bugün pazara gitmiş,eve dönünce evin önünde yığılıp kalmış..Hastaneye götürmüşler..
-- Nesi varmış?
-- Psikolojikmiş dediler..Psikolojisi bozulmuş kızın.Altı ay psikoloji tedavisi görecekmiş.
-- Eee,bana ne bundan?
-- Kıza bugün neler yaptığını,kimlerle konuştuğunu sormuşlar,kız seninle de karşılaştığını söylemiş..Ne konuştunuz kızla?
-- Ne konuşacam?..Nasılsın dedi,iyiyim dedim.Seni sordu,iyi dedim.
-- Hepsi o mu?
-- Başka ne olacaktı?
-- Kıza bişey söylemedin di mi?
-- Ne söyliyecem??
-- Allah Allah?..Durup dururken ne oldu ki birden?..Hayat dolu bi kızdı.Birden bunalıma girmiş,içine kapanmış,kimseyle konuşmuyormuş...
Eminsin değil mi,kızla konuşmadın?
-- Ne konuşacam?
-- Ne bileyim..Kız selam vermiştir,ters bişey söylemişsindir...
-- Ne söyleyecem?
-- Söylersin sen..O zehir gibi dilinle insanı komaya sokarsın..Hayat dolu birini,beş dakkada,hayatı sorgulatıp,intiharın eşiğine getirirsin..
-- Ne getirecem?
-- Getirirsin getirirsin..Muzafferin kızı senin yüzünden karnındaki çocuğu düşürdü..
-- Muzaffer kim?
-- Hatırlamıyormuş gibi yapma...Nasıl konuştuysan kızla,nasıl terslediysen,kız karnındaki bebeğini düşürdü..
-- Düşeceği varmış.
-- Farkında mısın,bizim evimizin dörtbir yanındaki evlerin tamamı boş..Seninle karşılaşmamak için herkes evini boşalttı,başka yere taşındı...Evleri elli liraya kiraya veriyorlar,kimse gelip oturmuyo..
-- Oturmasın.
-- Senin o sivri dilin yüzünden benim ailem de, Annem,babam,kardeşlerim,hiçbiri beni görmeye gelmiyor.Sırf seninle karşılaşmamak için.
-- Ne varmış bende?..
-- Babam beni vasiyetinden çıkardı.Mirasından en az yüz bin lira bana kalacaktı,senin yüzünden o paradan da olduk..
-- Parayla saadet olmaz.
-- İlle herkesin zıddına gideceksin!..Ne diyorlarsa tersini söyleyeceksin!..Herkes yanlış,bitek sen doğrusun!..
-- Belki de öyledir.
-- Tabi..Kesin öyledir...Yanlış,doğru umurunda değil senin,insanları terslemekten zevk alıyorsun..
-- İşine bak.
-- Ne nalet adamsın!
-- Evlenmeseydin.
-- Evlendiğimizde böyle değildin,sonradan değiştin!
-- Değişmeyen tek şey değişim.
-- Mendebur!
-- Yemek hazırlayacak mısın,yoksa yarın akşam iki yemek birden mi yiycez?
-- Hazırlıyorum,patlama!...FİKRİ AMCA
----------------------
"RUH DOKTORUNDA..."
-- Hoşgeldiniz Fikri bey!..
-- Hoşbulduk!
-- Ben psikolog doktor Adnan Zaim..
-- Olabilir!
-- Buyrun Fikri bey,şöyle oturun,rahatınıza bakın..
-- Ben rahatım..
-- Ayakta kalmayın diye dedim..
-- Niye?
-- Peki siz bilirsiniz...Madem ayakta durmak istiyorsunuz?..
-- Ayakta durmak istediğimi söylemedim.
Zaten ayaktaydım.
-- Peki Fikri bey...Siz nasıl uygun görüyorsanız öyle olsun...
-- Öyle olacak tabi..Benimle ilgili kararları ben veririm..
-- Anlıyorum...Fikri bey,bana sizden Hilmi bey sözetti..
-- Hilmi kim?
-- Hilmi bey,eşinizin dayısı,tanımıyor musunuz?..Hilmi bey benim iyi dostumdur..Hilmi bey bana,sizin öfke sorununuz olduğunu söyledi..
-- Yok öyle bişey.
-- Peki o zaman niye bana geldiniz?...Eşinize bir doktora görünmek istediğinizi söylemişsiniz,eşiniz de dayısı Hilmi beye söylemiş,Hilmi bey de benden sizinle ilgilenmem için ricada bulundu..
-- Ben öyle bişey istemedim.
-- Peki niye geldiniz o zaman?
-- Çenesi kapansın diye.
-- Kimin çenesi kapansın diye?.Eşinizin mi?
-- Eşim değil,karım..Eşli pişti oynamak için evlenmedik,yuva kurmak için evlendik..
-- Tamam Fikri bey,sakin olun...Bişey içer misiniz?
-- İçeceğim zaman söylerim.Konuşmasını biliyorum.
-- Pekala...Tedaviye ihtiyacım yok diyorsunuz yani?
-- Yok.
-- O zaman bunu bir sohbet olarak kabul edelim...Ne iş yapıyorsunuz Fikri bey?
-- Buraya iş başvurusuna gelmedim!
-- Tamam....Eşinizin dayısı Hilmi bey bana sizin çok sinirli biri olduğunuzdan,sözlerinizle etrafınızdaki insanları kırdığınızdan sözetti..
-- Ben sinirli değilim,etrafımdaki insanlar çok sakin!.
-- Anlıyorum..
-- Neyi anlıyorsun?
-- Söylediklerinizi anlıyorum..
-- İngilizce söylemedim ki,Türkçe söyledim..Anlaşılmayacak bişey mi var?
-- Kaç yıldır evlisiniz Fikri bey?
-- Niye sordun,madalya mı takacaksın??
-- Eşinizi seviyor musunuz?
-- Seni ilgilendirmez!
-- Evliliğinizde mutlu musunuz?
-- Sanane!
-- Eşinizle herhangi bir cinsel problem yaşıyor musuz?
-- Terbiyesizlik yapma!
-- Fikri bey daha sakin olup,daha olumlu cevaplar vermeyi denemek ister misiniz?
-- İstemem!
-- Peki?...
-- Tamam mı?.Bitti mi?
-- Henüz beş dakika bile olmadı Fikri bey..En azından seansı tamamlayalım..
-- Tamamla!
-- Bana çocukluğunuzdan sözedebilir misiniz Fikri bey?
-- Niye?
-- Bugünkü olumsuz davranışlarınız,çocukluğunuzda yaşadığınız bir travmanın yansımaları olabilir..Eğer o travmayı bulup tedavi edebilirsek,davranışlarınız olumlu yönde değişebilir.
-- Ben çocukluğumda tramvay yaşamadım.
-- Tramvay değil,travma...Yani çocukluğunuzda yaşadığınız,sizi çok etkileyen bir olay bugünkü davranışlarınızın tetikleyicisi olabilir..
-- Ben çocukluğumda kötü olay yaşamadım.Çocukluğum komple kötüydü..O senin dediğin,çocukluğu iyi geçenlere olur..İyi geçerken,arada kötü bişey olursa,ondan etkilenir..Acı patlıcanı kırağı çalmaz..Zaten kötüyse,kötü olmaz.
-- Anlıyorum...Enteresan...
-- Not al bunu..Eksiğini tamamlarsın..
-- Benim eksiğim yok..Dört sene psikoloji okudum.
-- Niye dört sene?.Anlama zorluğun mu var?
-- Lütfen saygılı olun Fikri bey..Ben 18 senedir doktorluk yapıyorum,sizin gibi yüzlerce hasta tedavi ettim.
-- Ben de senin gibi çok doktor tedavi ettim.
-- Fikri bey???...Ben size yardım etmeye çalışıyorum.
-- Sen önce kendine yardım et..
-- Olmuyor ama böyle!...
-- Bırakın bu çocukluğa dönme zırvalarını...Ya benim değil de babamın çocukluğunda yaşadığı bir travma genetik yolla bana geçtiyse?..Babam öldü gitti,nasıl gideceksin onun çocukluğuna?...Not al bunu..Bunun üzerine master yap.Belki Nobel alırsın..
-- Öyle bişey mümkün değil.
-- Nasıl mümkün değil?..Babamın çocukluğunda yaşadığı bir travma,onun bütün karakterini olumsuz yönde değiştirir,onun o değişen olumsuz karakteri genetik yolla bana geçer..
-- Saçmalıyorsunuz!..
-- İnek gibi sadece başkalarının yazdıklarını okumakla olmaz..Doğruyu düşünerek bulursun...Okumuşsun ama boşa okumuşsun!
-- Sen ne biçim konuşuyosun benimle yaa??..Sen kime İnek diyosun?
-- Takke düştü,kel göründü...
-- Bana bak,terbiyeli ol,benim canımı sıkma!
-- Sen zaten kendi canını yeteri kadar sıkıyorsun,o yüzden mi?
-- Manyak mısın kardeşim sen?..
-- Maske düştü,aslına rücu etti!
-- Sittir git,tedavi etmiyorum!
-- Edemezsin,çünkü sen hastasın!
-- Bak Fikri misin nesin,kafana geçiririm şu sandalyeyi.
-- Çok da yakışır..Sandalyeyi kafama geçirirken fotoğrafını çekeyim mi.Çok yakışır sana..
-- Benim sinirimi bozma,karışmam bak!
-- Bence de..Senin hiçbişeye karışmaman,herşey için daha iyi..
-- Ulan ben senin ananı... avradını!..Yeter lan!...Doktorluğuna daaa...hastalığına daaa...Bıktım lan sizden!...
-- Gelme üstüme!..
-- Gelirsem noolur lan?.Gelirsem naaparsın?
-- Kaçarım!
-- Lan?!..Gel lan buraya!..Ulan seni bi yakalıyım!...
............
-- Fikri muayene nasıl geçti?
-- Ne muyanesi?
-- Doktora gittin ya,psikoloğa?..Nasıl geçti?..Ne dedi doktor?
-- Ağır bişey kaldırma dedi..
-- Fikri dalga geçme...Doktorda ne oldu Fikri?..Hilmi dayım aradı,doktor doktorluğu bırakmış.Ne dedin doktora?..
-- Çorabımın teki nerde?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder