YAZILAR

cc

7 Nisan 2019 Pazar


PAZARLIK...


Ana - baba baskısından, evdeki kalabalıktan sıkılan,bunalan her gencin hayalidir,babaevinden ayrılıp bir bekar evine taşınmak...

Çünkü eve kız getiremezsin,getirip birlikte odana çıksan evdekilerin varlığı yüzünden kızı rahat rahat sıkıştıramazsın,öpemezsin,en önce baban karşı çıkar :

- "N'oluyo oğlum?. Kerane mi burası?."

En iyisi,bir imkan yaratıp,tek başına veya kafa dengi bir arkadaşınla bekar evine çıkmak..

Bunu yapabilenler için iyi bir tecrübedir o yaşlarda kendine ait bir yaşam alanı oluşturabilmek...

Ama öyle ceketini alıp "Eyvallah" diyerek gidemezsin baba evinden.Ananın - babanın üzerinde hakları vardır,onların gönüllerini almadan gidersen hem onları üzersin, hem sen rahat edemezsin..

Kaç yaşına gelmiş olursan ol,onların gözünde her zaman çocuksundur,senin için endişe ederler...

Ben de gençken evden ayrılıp,tek başıma yaşamak istedim ama annemi razı etmem kolay olmadı..

Babamın zaten umurunda değilim.Evden ayrılmak istediğimi duyunca, sevindi bile. "Gitsin p...venk!. Bizi beğenmiyorsa s...tirsin gitsin,bir boğaz eksilmiş olur..." dedi..

Evden ayrılmak istediğimi anneme söyledim,başladı ağlamaya..

- Anne, lütfen ağlama..Sık sık ziyaretine gelirim..Sadece şekerle,kurban bayramlarına bırakmam,anneler gününde,30 Ağustos'ta 29 Ekim'de de gelirim ziyaretine..

- Niye gidiyorsun?...

- Yalnız kalmak istiyorum..Kitaplar okuyacağım,yazılar yazacağım..Edebiyat beni çağırıyor,gitmem lazım.

- Yalnız kalmak için mi gidiyorsun ?

- Evet.. Sanatçı,yalnız olmalı.

- Burda yalnız kal?

- Burda yalnız kalamıyorum,babam var, sen varsın..

- Bizimle birlikte yalnız kal?

- Anne,saçmalama.

- Gidersen,sütümü helal etmem!..

- Ne yapmazsın??

- Sütümü helal etmem!.

- Sütünü?

- Evet.

- Anne sen ciddi misin?

- Ciddiyim..

- Sütümü helal etmem lafını televizyon komedilerinde duyar,güler geçerdim..Ama annem karşımda gözleri yaşlı bir halde,ısrarla,bir kaç kez daha "Sütümü helal etmem" deyince süt konusunun ne kadar önemli ve anlamlı birşey olduğunun farkına vardım...

Süt ne demek ?..Hayata onunla başlıyorsun.Midene ilk giren besin,süt.Annen süt vermese,dişlerin çıkmamış, başka birşey de yiyemezsin, açlıktan ölürsün.Anneme hayatımı borçluyum..

- Anne yapma,sık sık ziyaretine gelirim..

- Gelmezsin.

- Vallahi gelirim.

- Vallahi gelmezsin.

- N'olucak şimdi?

- Sütümü helal etmem..

- Demek sütünü helal etmezsin??

- Etmem!.

- Eğer sen sütünü helal etmezsen,o zaman ben de... ben de...şeyi helal etmem...

- Neyi helal etmezsin?

- Şeyi..

- Neyi??

- Ben doğduğumda nasıl bir bebektim?

- Nasıl,nasıl bir bebektin ?

- Yani, ben doğduğumda neler hissettiniz?..Sevindiniz mi?..Mutlu oldunuz mu?..

- Olduk tabi,niye olmayalım?

- Ben doğunca birdenbire eve neşe geldi di mi?..Sıradan, sıkıcı, tekdüze hayatınıza bir güneş gibi doğdum...

- O kadar da değil.

- Hadi güneş gibi olmasın da,ay gibi olsun..Ama benim o minicik varlığım sizi mutlu etmedi mi ?

- Etmiştir.

- Beni severken,benimle oynarken,ilk adımlarım,ilk kez "Anne " deyişim,seni heyecanlandırmadı mı ?

- Heyecanlandırmıştır.

- Seni "Anne" yapan benim!..Sana anne rütbesini ben verdim!..Sen,benim sayemde anne oldun..

- Abartma!..

- Benim sıcaklığımla ısındı yürekleriniz.Gülüşümle güldünüz,mutlu oldunuz.Bana sevginizi verdiniz.Ben, sizin verdiğiniz sevgiyi,aldım.Ben almasam,kim alacaktı sevginizi?..Git ver bakalım rastgele birine sevgini,alıyor mu?..

- Saçmalama...

- Neticede bir dönem benim sayemde sıcak bir mutluluk yaşadınız..Elalem soğuğunu bile bulamazken,ben size sıcak mutluluk yaşattım..

- Eee,noolmuş?

- Eğer sen sütünü helal etmezsen,ben de işte onu helal etmem.Size yaşattığım o güzel günleri,yılları helal etmem.

- Peki n'olucak şimdi ?

- Olacak bişey yok,onu süte sayalım, ödeşmiş olalım.

- Peki "dokuz ay" n'olucak?..Ben seni dokuz ay da karnımda taşıdım..Dokuz ay on gün ama hadi on gün de benden olsun.

- Tamam...Benim bebekken size yaşattığım mutluluğa karşılık,senin sütün artı karnındaki beş ayın!. .Kalanı da yaşlanınca size bakarak öderim.

- Olmaz!. Kurtarmaz!. Süt artı sekiz ay.

- Yedi ay!.

- Altı artı süt!.

- Beş artı süt!.

- Ben senin kahrını da çektim.Sabahlara kadar uyutmadın beni.Altını temizledim, yedirdim içirdim,çamaşırını,bulaşığını yıkadım.

- Ama arada bir de dövdünüz beni? O dayaklar n'olucak?

- Ben seni hiç dövmedim,baban dövdü,onu babandan iste.

- Ama sen de,babam beni döverken karşımıza geçip çekirdek yiyerek bizi seyrettin..

- Tamam..O dayakları düşelim..Ne yaptı en son?

- Dur hesaplayayım...Süt artı dokuz ay.. artı kahır... Size yaşattığım mutluluğu ve dayakları düşerseeek...

- Ne çıktı?

- Altı aylığına evden ayrılabiliyorum.

- Beş ay!

- Altı ay!

- Tamam!.Anlaştık..

- Hayırlı olsun!

- Hayırlı olsun..

- Güle güle!

- Hoşçakal...

Ancak böyle kandırıp razı edebildim annemi..

Gittim yalnız kalmaya ama kalamadım..

Yalnız kalmak,kendinle kalmak...

Yirmibeş sene annem-babamla kalabildim de,kendime bir ay tahammül edemedim.Hergün kavga,hergün gürültü,ne geçimsiz,ne kavgacı biriymişim meğer..

Baktım olacak gibi değil,kendimi kitaplara verdim..

Bu hayatta zaten onlardan başka kimse almadı beni..

Açtım bi büyük Oğuz Atay,keyif yapayım diye..

Fazla kaçırmışım,ondan sonrasını hatırlamıyorum....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder