YAZILAR

cc

7 Nisan 2019 Pazar


GÜNÜN NASIL GEÇTİ HAYATIM


"Günün nasıl geçti hayatım" sorusu,evlilik kurumunun en önemli sorularından biridir..

Sorulanın gününün nasıl geçtiğinin,soranın umurunda olmaması da bu sorunun önemli bir soru olduğu gerçeğini değiştirmez..

Bu soru önemlidir ve nikah soruları içinde yer almalıdır..Nikah memuru,çiftlere sorduğu soruların arasına bu soruyu da sıkıştırmalıdır...

-- İyi günde,kötü günde..Hastalıkta,sağlıkta..Eşiniz akşam işten gelince kapıda karşılayıp ayaklarına terlikleri verdiğiniz sırada veya bilahare,eşinize gününün nasıl geçtiğini soracağınıza ve gününüz nasıl geçmiş olursa olsun,ne kadar sıkıcı olduğuna bakmaksızın,o gün yaşadığınız herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıp,dinleyeceğinize söz veriyor musunuz?..
               
-- Veriyoruz..

-- O zaman ben de sizi karı-koca ilan ediyorum,bunu siz istediniz...

Akşamları birbirlerine bu soruyu soran eşlerin bir amacı,eşiyle ilgilendiğini göstermek olsa da,öbür amaç onu kontrol etmektir..

Kadın "Günün nasıl geçti kocacığım?." diye sorarken,aslında kocasına "Bugün başka kadınlara bakmadın değil mi?" demek isterken,kocası da aynı soru yoluyla "Bugün gereksiz alışverişler yapıp ocağıma incir ağacı dikmedin değil mi?.." demektedir...

Olsun...

Yine de bu ve benzeri sorular,hoş sorulardır..Yeni başlayanlar için, evliliğe giriş sorularıdır...

Hani ilkokullarda okumaya yeni başlayanlar için fişler vardır ya, "Ali topu tut" "Ayşe ip atla" "Cemil ağaca çık" "Hüseyin ağaçtan düş" gibi...

Evliliğe yeni başlayanlar için de "Sevgilim ben geldiim.." "Günün nasıl geçti hayatım?.." "Ellerine sağlık,çok güzel olmuş!.." "Bulaşığa yardım edeyim mi?" "Saçlarını mı kısalttın,çok yakışmış" "Sen nasıl istersen canım.." gibi cümleler,evlilik için ideal alıştırma cümleleridir...

"Günün nasıl geçti hayatım" sorusu,merkez sorulardan biri olmasına karşın,sevgiyle,saygıyla,ekonomiyle ve daha bir sürü şeyle ilintilidir...

Her zaman sorulmaz,herkese sorulmaz..

Mesela,atıyorum,çok afedersiniz,Genelevde çalışan bir kadına,günün nasıl geçti diye sormak,hem ayıp,hem gereksizdir...

Eşler birbirlerini seviyorlarsa,ki evliliğin başı olduğu için sevecek bir taraf mutlaka bulunur,birbirleri hakkında,yaşadıkları hakkında herşeyi bilmek isterler..

Oysa ki aynayı ayna yapan,arkasındaki sır'dır...Neyse...

Akşam yemeği ile sevişme arasındaki boşlukta,vücutları ısıtmaya yarar bu sorular..

Ama uzatmamak,gereksiz detaylara girip birbirini aptallaştırmamak lazım..

-- Günün nasıl geçti hayatım?

-- İyi geçti.Gelirken Tren'de eski bir arkadaşıma rastladım.

-- Hangi tren?

-- Haydarpaşa-Gebze.

-- Hangi vagon?

-- İkinci vagon..

-- Ne arkadaşı?

-- Asker arkadaşı..

-- Nerde yaptın askerliği?

-- Gaziantep..

-- Hangi bölük?

-- Elliyedinci topçu tugayı,ikinci bölük..

-- Acemi birliğin neresiydi?

-- Bilecik..

Peki sen neler yaptın bugün?

-- Necla'yla salı pazarına gittik.

-- Necla kim?

-- Komşu.

-- Komşu kim?

-- Necla.

-- Ne aldınız?

-- Necla kazak aldı,ben de iç çamaşırı falan aldım..

-- Ne renk?

-- Beyaz.

-- Kırmızı alsaydın keşke.

-- Niye?

-- Kırmızı yatak odasında güzel duruyo...

Böylesine detaylara girilir ilk aylarda...

Konular önemli değildir,konuşmak,sesini karşı tarafa vermektir önemli olan...

Sonra zaman geçer, "Hoşgeldin hayatım"ın yerini,içerlerden gelen bir ses alır..."Sen mi geldin Erkut?.."

Niye?..Başka birini mi bekliyordun?...

Sonra o sesi de duyamazsın,sen eve geldiğinde,o komşudadır..Isıt ye yemeğini işte,eline mi yapışır?...

Köşeler belirlenir,kurallar kalınlaşır,yemek-televizyon-sevişme-uyku,taşlar yerine oturmuş,evlilik yola çıkmıştır...

Kuralsız olmaz,kurumlar,kurallarla yönetilir.....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder