ORTA YAŞLI ÇİFT
--------------------------------(DEVRİM ve HÜLYA)
........
(Bir önceki "GENÇ ÇİFT" in sahnesinde söylenen son sözlerin üzerine,salondaki Orta yaşlı çiftin erkeği,yüksek sesle sahneye laf atar : )
DEVRİM - BOŞ LAF BUNLAR BOŞ!.HEPSİ BOŞ LAF!..
(Oyun kesilir)
DOKTOR - Efendim,ne dediniz?..Kim konuştu?
HÜLYA - Sakin ol Devrim!
DEVRİM - (Elini kaldırır) BEN KONUŞTUM!..BOŞ LAF DEDİM!..SÖYLEDİKLERİNİZİN HEPSİ GEREKSİZ,MANASIZ,HİÇ BİR İŞE YARAMAYACAK BOŞ LAFLAR!..
DOKTOR - Neden öyle dediniz beyefendi?
DEVRİM - (Ayağa kalkar) ÇÜNKÜ BU TÜR TAVSİYELERİN HİÇ BİR İŞE YARAMADIĞINI BİZZAT YAŞAYARAK GÖRDÜM.TECRÜBEYLE SABİT.
MAHMUT - Kaç yaşındasınız beyefendi?
DEVRİM - Kırk.
MAHMUT - O-hooo-o!..Sen bitmişsin!..Ömrünün sonuna gelmişsin!..Senin bi ayağın çukurda..Kimbilir neler yaşamış,o koca ömre ne tecrübeler sığdırmışsındır!.
Doktor,çağır arkadaşları da buraya,nasıl olsa iş grup terapisine döndü.Onlar da gelsinler.
DOKTOR - Bize katılmak ister misiniz?
HÜLYA - Devrim,ille beni rezil edeceksin değil mi?.
DOKTOR - Yanınızdaki eşiniz mi beyefendi?
DEVRİM - Eşim.
MAHMUT - Eşi ama sanki daha çok teyzesinin kızı gibi duruyo..
DOKTOR - Lütfen gelin,bize katılın..
HÜLYA - Rahatsız etmeyelim..Bizim bir problemimiz yok.Eşim biraz heyecanlandı galiba..Oturur musun Devrim?
DOKTOR - Olsun.Lütfen gelin.Sohbet edelim.
(Orta yaşlı çift sahneye gelir.Hoşgeldiniz-beşgittiniz,doktor onlara da iki iskemle getirir)
DOKTOR - Hoşgeldiniz efendim.
DEVRİM - Hoşbulduk.
HÜLYA - Hoşbulduk.Teşekkür ederim..
DOKTOR - Adınız neydi?
DEVRİM - Benim adım Devrim..Devrim Cengiz..Ama Devrim adını kullanıyorum.
MAHMUT - Ama Cengiz de duruyo di mi?
DEVRİM - Duruyor ama kullanmıyorum.
MAHMUT - Olsun.Ne olur ne olmaz,insanın iki ismi olması her zaman iyidir.Birine bişey olursa,öbürünü kullanırsın.
DOKTOR - Sizin adınız neydi hanımefendi?
HÜLYA - Hülya ben.
MAHMUT - Soyadınız "BEN" mi?
HÜLYA - Yok hayır.Hülya ben.Yani,ben Hülya.Benim adım Hülya.
MAHMUT - Anladım..
DOKTOR - Devrim bey,anladığım kadarıyla sizin evlilikle ilgili bir sıkıntınız var.
MAHMUT - Sıkıntısı olmayan mı var?.Evliliğin kendisi zaten sıkıntı demek.."Evlilik Kurumu" değil, "Sıkıntı Kurumu.."
MAHMUT'UN EŞİ - Ali bi sus lütfen..
MAHMUT - Yalan mı söylüyorum??
DOKTOR - Devrim bey,ne iş yapıyorsunuz?
DEVRİM - Ben çalışmıyorum.Bazı sorunlar yüzünden işimden ayrılmak zorunda kaldım.Bir senedir para kazanmıyorum.
DOKTOR - Parayı kim kazanıyor?
HÜLYA - Ben kazanıyorum..
MAHMUT - Şimdi anlaşıldııı...Devrim beyin sıkıntısı...
HÜLYA - Bunu mu dert ediyorsun Devrim?..Sen çalışmıyorsun,,ben çalışıyorum,eve parayı ben getiriyorum diye mi üzülüyorsun?
DEVRİM - Üzülmüyorum,eziliyorum.
HÜLYA - Niye bana bundan hiç söz etmedin?
DEVRİM - Söz edeceğim de ne olacak?..Gerçeği değiştirecek mi?.Ben, girdiği hiç bir işte tutunamamış,para kazanamayan,evde çocuklara bakan başarısız bir erkeğim.Sen,başarılı,kariyer sahibi,ayda 30 bin lira kazanan bir Genel Müdürsün.
HÜLYA - Ayrıca kitap yazıyorum.
RUŞEN - Vur vur!..Suratıma suratıma vur!
MAHMUT - Ben şimdi anlamadım?..Eşin ayda eve 30 bin lira para getiriyor,sen çalışmıyorsun,evde yatıyorsun?.
DEVRİM - Evet.
MAHMUT - Sorun nerde,ben onu anlamadım?.
30 bin lira az mı geldi?
DOKTOR - Öyle demeyin Mahmut bey..Bizim toplumumuzda maalesef erkeklere çocukluklarından beri,büyüdükleri zaman para kazanıp,evine,karısına,çocuklarına bakması telkin edilir.Bunu yapamayan erkek,erkek kabul edilmez..
Neyse ki bu yargı hem dünyada,hem ülkemizde değişiyor.Erkeğin para kazanan,kadının evde oturan taraf olması fikri ortadan kalkıyor.Kadınlar artık iş hayatında yerlerini alıyorlar.Bir çok meslekte,erkeklerden daha başarılılar..
DEVRİM - Ama bu beni rahatsız ediyor..Ev işlerini ben yapıyorum,çocuklara ben bakıyorum.Geçen gün küçük oğlum bana "Anne" dedi..
Karımı seviyorum..Diyorum ki, "bırak işini.Birikmiş paramız da var.Gidelim bu insanı yıpratan,tüketen,bunaltan şehirden.Gidip Bodrum'a yerleşelim.Sakin bir hayatımız olsun. Küçük bir balık lokantası açarız.Sen mutfağa bakarsın,ben müşterilere bakarım..
HÜLYA - Senin derdin beni mutfağa sokmak!.
O kadar emek vermişim,çalışmışım,birçok şeye göğüs germişim,kariyer yapmışım,bütün bu çalışarak hakettiğim şeyleri bırakıp da neden Bodrum'a gideyim de,küçük bir balık lokantasının mutfağında balık pişireyim?
MAHMUT - Zaten Bodrum'da balık lokantası açacak yer kalmadı.Her yer balık lokantası oldu.Bodrum'da balık lokantası fazlası var.Belediye artık balık lokantasına ruhsat vermiyor.Büyük şehirlerden sıkılıp Bodruma-Marmaris'e yerleşmek isteyenler artık başka hayaller kursunlar.
MAHMUT'UN EŞİ - Karınızın sizden daha çok para kazanmasından niye rahatsız oluyorsunuz Devrim bey?.Senin paran-benim param diye bişey var mı?..Evlilik,ortaklıktır.Herşey ortaktır.Bugün o kazanır,yarın siz kazanırsınız.Haksız mıyım Doktor bey?
DOKTOR - Çok haklısınız..Aile olmak,böyle birşey..Herkes aile kurabilir ama herkes aile olamaz.Aile olmak önemli.Eğer aile olabilmişseniz parayı kimin kazandığı,çocuklara kimin baktığı,ne de başka hiçbir şey sorun olmaz.
DEVRİM - Ama kendimi erkek gibi hissedemiyorum.
DOKTOR - Nasıl yani?.Erkekliğinden ne götürüyor bu durum?
DEVRİM - Evde ev işi yapa yapa,çocuklara baka baka yumuşadım sanki.Sanki vücudum kadınlık hormonu üretmeye başladı.Sertleşme sorunu yaşıyorum.
DOKTOR - İsterseniz o konuya girmeyelim.
DEVRİM - Yok,yanlış anladınız.Sertleşme derken..Çalışıp para kazandığım dönemlerde çocuklarıma karşı sert otoriter bir babaydım..Şimdi parayı anneleri kazanıyor,çocukları her sabah okula ben hazırlıyorum..Çocukları "Yaramazlık yapmayın yoksa akşama annenize söylerim" diye terbiye etmeye başladım..
DOKTOR - Sertleşemiyorum derken bunu kastettiniz?
DEVRİM - Evet..
Ayrıca kıskanıyorum eşimi..İş gezilerine gidiyor,tanımadığım erkeklerle yemekli toplantılara katılıyor.Çok hareketli bir sosyal hayatı var.Beni aldatacak diye korkuyorum.
.......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder