YAZILAR

cc

18 Eylül 2019 Çarşamba


YAŞLI ÇİFT

---------------------
(NECMİYE/NECMETTİN)
......

NECMİYE - AAAAAH AH!..BİLİRİM BEN O DUYGUYU,BİLİRİİİİİMMM!..

(Oyun kesilir)

DOKTOR - Bişey mi dediniz teyzecim?

NECMİYE - Aldatmaktan bahsetti de..Çok iyi bilirim ben o duyguyu..Öyle değil mi Necmettin?.. (yanındaki eşine)

NECMETTİN - Yahu yine mi aynı konu Necmiye?..Vallahi de,billahi de,o benim okuldan arkadaşımdı.Sadece selam verdim.Aramızda hiçbir şey olmadı..Altmışbeş sene oldu,unut artık şunu Allahını seversen Necmiye!

DOKTOR - Siz de bize katılmak ister miydiniz?

MAHMUT - Gelin gelin!..Siz de gelin.Bi siz eksiktiniz..Bizim de işimiz bitti zaten,biz gidiyoruz,gelin bizim yerimize oturun..

(80'lik ihtiyar çift Necmiye ve Necmettin sahneye gelir.)

(Mahmut eşiyle birlikte gider)

(Çünkü biraz sonra Arşaluz olarak gelecektir)

DOKTOR - Hoşgeldiniz efendim.

NECMİYE - Hoşbulduk.

DOKTOR - Necmiye hanım galiba?

NECMİYE - Evet.Bu da benim eşim Necmettin.

DOKTOR - Çok uyumlu isimleriniz var teyzecim.Siz sanki birbiriniz için yaratılmışsınız.

NECMETTİN - Öyle de denebilir, "Birbirinizin başına bela olmak için,birbirinize hayatı cehennem etmek için yaratılmışsınız" da denebilir.

DOKTOR - Estağfurullah amcacım.Hiç olur mu öyle şey?.

NECMİYE - Oluyor oluyor..Ne yazık ki eşlerden biri birgün birlikte yolda yürürken karşıdan gelen genç,güzel,sarışın bir kadına,eşinin yanında manalı manalı bakabiliyor...

NECMETTİN - Yahu manalı manalı bakmadım.Sadece selam verdim.O benim okuldan arkadaşımdı.

DOKTOR - Ne zaman oldu bu olay?

NECMETTİN - Altmışbeş sene önce...Yolda yürürken karşılaştık,sadece selam verdim..Altmışbeş senelik evliliğimizde başka hiç kimseye dönüp de bakmadım.

NECMİYE - Daha ne yapacaksın?..Öyle bir baktın ki kadına,değil altmışbeş sene,yüzaltmışbeş sene geçse unutmam.

NECMİYE - Nasıl bakmışım?

NECMİYE - Sanki "Sen bakma yanımdaki bu kadına.Ben onunla mecburiyetten evlendim.Senin eline su bile dökemez.Ben aslında senin gibi kadınlardan hoşlanıyorum.Keşke seninle sık sık buluşsak da sana şiirler okusam" der gibi baktın.

NECMETTİN - Ben şiir okumam ki..Şiirden anlamam ki.

NECMİYE - Tabi..Bana gelince anlamazsın!.Ona okursun sen şiirleri.

NECMETTİN - Kime?

NECMİYE - Ona işte,ne bileyim.Unuttum adını.Neydi adı?

NECMETTİN - Vallahi ben de unuttum.

NECMİYE - Onbeş sene önce de öldü gitti zaten.

DOKTOR - Afedersiniz Necmiye teyze,siz şimdi Altmışbeş sene önce eşinizin yolda selam verdiği,onbeş sene önce de ölmüş gitmiş bir kadını mı kıskanıyorsunuz?

NECMİYE - Ama ona selam verirken öyle bir baktı ki,içim parçalandı..

NECMETTİN - Nasıl bakmışım?

NECMİYE - Altmışbeş sene boyunca bana hiç bakmadığın gibi baktın.

Altmışbeş senedir bir akşam eve elinde çiçekle geldin mi?

NECMETTİN - Geldim!..Altmışbeş senedir haftanın beş günü her akşam işten eve gelirken elimde çiçekle geldim.

NECMİYE - Niye beş gün?..Niye altı değil?.Niye yedi değil..Sanki bir görevi yerine getirir gibi,hafta içi çiçek getir,haftasonu yüzüme bakma!.

NECMETTİN - Yapma Necmiye..Hafta sonlarını da hep seninle geçirdim.

NECMİYE - Niye benimle geçiriyorsun?.Belki ben hafta sonları yalnız kalmak istiyorum?..Bebek misin sen?.Hep seninle mi ilgileneceğim?.

NECMETTİN - Görüyorsunuz değil mi arkadaşlar..Ne istediğini ne ben, ne kendisi biliyor.

NECMİYE - Ama o kızıl saçlı kadına manalı manalı bakıp selam verirken ne istediğini biliyordun.

NECMETTİN - Kızıl saçlı değildi,sarı saçlıydı.

NECMİYE - Gördün mü bak,hala unutamamışsın!..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder