YAZILAR

cc

31 Temmuz 2020 Cuma

ESKİ BAYRAMLAR...

Eski bayramlar bir başkaydı.Başka bir güzeldi...

Daha bayram gelmeden,günler öncesinden bayram heyecanı sarardı hepimizi.Kurban bayramı bitmeden,Ramazan bayramı gelecek diye heyecanlandığımız olurdu...

Bayramlık kıyafetlerimiz bayram gelmeden alınmış olurdu.Babam beni,o zaman Beymen mağazası vardı,onun çocuklar için olan Boymen mağazasına götürürdü.8 tane ceket,16 tane pantolon,22 çift ayakkabı alırdık.Bayramın her günü ayrı kıyafetler giyelim,çok sayıda değişik kombinler yapıp bayramın her gününü güzel karşılayalım diye.Çünkü bayram nasıl özelse,bayramın her günü de bizim için ayrı ayrı özel günlerdi.

Arefe gününün gecesi,bayram için alınmış yeni ayakkabılarımızla yatağa girerdik.Başucumuzda yepisyeni,gıcır gıcır,cillop gibi bayramlık ayakkabılarımızın kokusunu içimize çekerek heyecanla uykuya dalardık.
O deri kokusu bende bağımlılık yapardı,bayramdan sonra da ayakkabılarımı başucuma koyup uyumaya devam ederdim.Bugün bile hala gece yatarken ayakkabılarımı başucuma,yastığımın yanına koymadan,deri kokusu almadan uyuyamıyorum.Evlenmememin sebebinin de bu olduğunu söyleyebilirim.Yatağımı ayakkabılardan başka biriyle paylaşamazdım.Ayakkabılarımdan daha çok sevebileceğim bir kadınla karşılaşmadım.Ayakkabı derisi gibi kokan bir kadına denk gelmedim..

Bayram sabahı uyanınca ilk iş,evdekilerle bayramlaşmak olurdu.Annemle,babamla,kardeşlerimle,anneannemle,babaannemle,annebabamla,bababamla,amcamla,dayımla,teyzemle,halamla,yengemle,eniştemle,bayramlaşırdık.Büyük bir konakta,bütün sülale bir arada yaşardık.Konağın yerinde bir müştemilatta oturuyorduk.Arka bahçede petrol çıktı.Konağın temeli atılırken de,elmas madenine rastlandı.Çok zengindik.

Daha sonra bayramlık kıyafetlerimizi giyer,hep birlikte kahvaltı sofrasına otururduk.Kahvaltıda yok yoktu.Yok'un olmaması bizi rahatsız ederdi.Keşke yok da olabilseydi derdik.O derece zengin bir sofraydı.Elliiki çeşit  peynir,26 çeşit zeytin,13 çeşit tereyağ,9 çeşit bal,16 çeşit reçel,çift sarılı,üç sarılı yumurta,sucuk,salam,sosis,kurufasülye,pilav,köfte,makarna,herşey vardı kahvaltı sofrasında.O kadar çok kahvaltılığı bitirmek öğlene kadar sürerdi,öğlen olunca da masadan hiç kalkmadan,öğle yemeğine geçerdik.O yüzden masada kurfasülye,pilav,köfte olurdu..

Kahvaltıdan sonra babamdan bayram harçlığımı alır,sokağa atardım kendimi.Babam ayrı,annem ayrı bayram harçlığı verirdi.Babam genellikle bugünün parasıyla 10 bin lira,annem 5 bin lira verirdi.Sonra ellerini öpmek,bayramlarını kutlamak için komşuları dolaşırdım.Şeker veren de olurdu,para veren de.Bin lira veren de olurdu,üç bin lira veren de.(Bugünün parasıyla).Sadece bir komşumuz vardı,o çok cimriydi.Hiçbir bayram 100 liradan fazla verdiğini görmedim.(Bugünün parasıyla) Sonra o paralarla pamuk helva,kağıt helva,un helvası,irmik helvası alırdık.Mantar tabancalarımız vardı.Mantar alır,patlatırdık.Çatapat alır,çatlatırdık.Kız kaçıran alırdık,patlatıp,kızları korkuturduk. "Fiçiyuuuuvvv.." "Çifiyuuuu.." Fiç you.." diye sesler çıkarırdı.Seyyar salıncakçı gelirdi,salıncağa binerdik.Cirque du Soleil gelirdi,arkadaki toprak futbol sahasında gösteri yapardı...

Anneannelerimiz,babaannelerimiz mis gibi ütülenmiş kolalı mendiller verirlerdi.Kolayı içip serinler,mendille ağzımızı silerdik.

Bayramlarda gazeteler çıkmazdı.Sadece Bayram Gazetesi vardı.Sabah gazetesi çıkmazdı,Atv yoktu,dünya daha iyi bir yerdi.Birçok yer kapalı olurdu.Genelevler açık olurdu.Bayramın ilk günü eş,dost,akraba ziyaretleri yapılır,diğer günler genel olarak bu evlerde geçirilirdi.Bayramın çoğunun buralarda geçirilmesi,genelev çalışanlarını akrabalarımızdan,yakınlarımızdan daha çok sevdiğimiz kanısını uyandırmıştır bende.Bu da,sevmenin yakınlıkla,akrabalıkla ilgisi olmadığını,insan gönlünün herkesi sevebilecek yetenekte ve yücelikte olduğunu düşündürmüştür.....

Aaaah oh..Nerde o eski bayramlar...

.....

(Sanki eskiden çok mutluyduk da..."Nerde o eski bayramlar" deyip deyip duruyoruz..)

(Herkesin bayramını en içten,en derinden,en dipten gelen duygularımla kutluyor,herkese esenlikler diliyorum...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder